10 Temmuz 2011 Pazar

Sevdiklerim,ailem;hep yanıbaşımda olsunlar sağlıklı olsunlar upuzuuuunn ömürleri olsun hep isterim,şükrederim varlıkları için..Kaybetmenin düşüncesi bile en büyük acı...

Büyüklerimiz,ailenin direkleri temel taşları, başımın ise tacı...

Ama bilemiyorum fazla müdahalecilik mi beni bunaltıyor,benim kendi kişiliğimden kaynaklanan bir şeyler mi; çok iyi niyetli de olsa yaklaşımlar bir yerden sonra üzerimde baskı hissediyorum kanatlarım bağlanmış gibi... 

Ve baskıya hiç gelemiyorum..

ÖZGÜRÜM,BAĞIMSIZIM doğuştan.
Üstüne de öyle yetiştirildim.


Normalin çok çok üstünde kuruntu,takıntı,pimpirik..Ben alışkın değilim böyle şeylere..


En basiti; kardeşim kırk yılın başı yazın yanıma geldi ve doğal olarak denize götürmek istiyorum,gayet normal öyle değil mi?

Üstelik 16 yaşında genç,güçlü kuvvetli bir delikanlı..

Dahası ikimiz de gayet iyi yüzücüleriz..


Amaaaa neymiş efendim haberlerde görmüşler bu sene denizde boğulan çok olmuş..
Günlerdir yiyip bitirdiler bizi..

Daha sonra bari Yassıcaada' ya gidelim dedik,ulaşım rahat,plaj güzel,istediğiniz olsun çok da açılmayız dedik..


Amaaaa neymiş ya adada mahsur kalırsak(!?),karayla bağlantısı yokmuş,tehlikeliymiş..


Sokak tehlikeli, araba çarpar
Deniz tehlikeli, deniz boğar..

Tamam yaşlarına veriyoruz,anlamaya çalışıyoruz kendimizce ama düşününce bu yaşla ilgili bir durum değil bütün hayatları böyle geçmiş,pasif yaşayıcılık..

Yargılamyorum ama bana ters...

Babamın kızıyım ben,tıpkısının aynısı..
Mantığını kaybetmeden,aklını hep kullanarak risk,heyecan,eğlence,keyif..
Hayatın tadı böyle çıkar!

Tutkuyla bağlıyım hayata,severek yaşıyorum hayatı,her anını değerlendirerek..

ANI YAKALAYARAK...

Kof yaşayacağım 70 yıl yerine her anını değerlendirerek; çalışarak, üreterek, gülerek, severek, yorularak, belki biraz da yıpranarak ama her an aşkla tutkuyla yaşayacağım 50 yılı tercih ederim..

En azından gözlerim son anda kapandığında dudağımın kenarında arsız bir gülücük olur; bu da benim hayattan karım olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder