2 Mayıs 2011 Pazartesi

pazar/ertesi

Dün,1 Mayıs; hayallerimizin provası gibi geçen 1 Mayıs, kimsenin gözaltına alınmadığı,şiddet görmediği,kan revan içinde kalmadığı, bayramın bayram gibi kutlandığı ve hep öyle sürmesini dilediğim 1 Mayıs..
İzmir'de her ne kadar İstanbul gibi çoşkulu, büyük ve güzel kutlanmasa da en azından benim için en büyük avantaj alana DİSK'le birlikte girmem oldu. Birleşik Metal İş kortejinde kendime yer buldum. Sektör dolayısıyla çoğunluğu 'abi'lerden oluşmakta, tabi haliyle bir 'bacım' muhabbeti, 'kardeş sen böyle gel daha güzel görürüsün burdan' kayırmacaları, ikide bir alkışlayacağım derken düşürdüğüm şapkama, şemsiyeme ve bilimum sakarlıklarıma anlayışla hafiften gülen halleri, yaklaşık 100 erkeğin içinde cırlak bir kız sesi ve buna rağmen kimsenin dönüp de bakmaması bile...Bunlar aklımda kalan güzellikler,sıcaklıklar..Daha sonra İzmir Barosu korteji takıldı gözüme;yazık sahnenin bir kenarına atılmış gibi öyle bir avuç insan..Onların yanlarına seyirttim sonra, koskoca barodan gele gele bu kadar kişinin gelmesi tuhaf gelmesine geldi de bir yandan da anlaşılabilir bir durum..Maalesef bu da alanın olayı bu; gariban işçide para mı var da gelecek onlara yandaş olacak, hem ne kadarrr avam öyle işçiyle emekçiyle omuz omuza durmak olur mu hiç!!!Ama hele kodaman amcanın biri çıksın da Home Party versin giyeriz topuklularımızı, çekeriz kravatlarımızı seke seke gideriz alim Allah!Ama haklarını yememem lazım oraya gelmiş olanlar da,uğraşmışlar, pankartlar hazırlamış, şapkalar bastırmış, saatlerce ayakta durmuşlar yani kısacası emek vermişler!Böyleleri de var yani! Ha bir de avukatlar konusu dışında sokakta aynı ortamdayken hor görüp 'bu kekoların kıroların ne işi var burda' yaklaşımına sahip kişilerin sırf 'cool' olduğunu düşündükleri için ya da kendilerince prim yapma istekleri için tutup da facebook profillerine 'en etkileyici 1 Mayıs' fotoğrafı koymak için yarışması...
Neyse... Bu kadar yeter,demiyorum daha da bir şey..

Malum sınav haftası,son üç diye kendimi avutuyorum hatta kendime de bir kaç saat izin vermiş oldum bugün ama o son üç öyle bir üçtür ki beni benden alıyor..'Battı balık yan gider' mi demeliyim yoksa?? Ya da 'daha nasıl olsa final var orda toplarız' mı? Yüksek lisans hayallerim,uzmanlaşmak isteğim ve hepsinden de önemlisi bu kadar insani ve vicdani bir işi yapacağım zaman yeterince donanımlı olabilmek çabam..Umuyorum hepsine değecek..

Tatil gelsin istiyorum artık,rahat olmak istiyorum.Hiç bir günüm hiç bir akşamım bana ait değil,kendim için kendimden zaman çalıyorum resmen..Üniversite'nin böyle olacağını tahmin etmezdim hiç,daha doğrusu 'BÖYLE'sini değil de 'BU KADARI'nı tahmin etmemiştim..Ve bildiğim bir şey var ki öğrencilikten çok sıkıldım..Uzaktan bakıp da söylüyorsun ya da ben seni beş yıl sonra görürüm o iş hayatı nasılmış dediğinizi duyar gibiyim ama öğrencilik de canıma tak etti!

İçimi de döküp bir güzel rahatladığıma göre artık huzuuuuuur içinde masanın üzerinde dizi dizi duran notlarıma dönebilirim ben:)

HAMİŞ: Kapının önünde kesede erik satan amca; seneye seni özleyeceğim!


5 yorum:

  1. Of aynenn sınav haftası ve ben buralarda sürtüyorum of bitsin artık diye haykırabilirim yani -.- Of dur sınav var yarın napıyorum ben buralarda yahu?!

    YanıtlaSil
  2. farklı bir şeylerle ilgilenmek lazım arada bir, yoksa geçmiyor bitmiyor;tecrübeyle sabit:)

    YanıtlaSil
  3. Son cümlene bayıldım. Seneye kapına gelebilirim hem de can erikle. Yeter ki amca ben olayım. Ya da bastonsun bur dede..

    YanıtlaSil
  4. Aslında güzeldir öğrencilik. Sınav haftaları dışında :)

    YanıtlaSil
  5. profösör; yeter ki erik olsun,nasıl olursa olsun e tabi yine kapımda olacaksa daha da şahane olur:))

    elif gizem; sırf sınav haftaları da değil aslında genel olarak üçüncü sınıf çok yordu beni,ondan bu tüm serzenişlerim...güzeldi öğrencilik bundan önce;)

    YanıtlaSil